28 Şubat Dizi (1): Asker ikna etti gaza gelip istifa ettik - Orhan Turan

Gazeteci Orhan Turan'ın kişisel sitesi

Pazartesi, Şubat 09, 2015

28 Şubat Dizi (1): Asker ikna etti gaza gelip istifa ettik


Başlarken


28 Şubat 1997… Bir taraftan “meclis dışı iradenin, millet iradesine koyduğu ipotek’, diğer taraftan, toplumsal, ekonomik, sosyal çöküşün miladı… Türkiye’nin sonraki yıllarını ‘ziyan’ eden, fişleme, yasak, dayatmalarla dolu bir süreç…

Hangisini anlatmalı, neresinden tutmalı…

Her ne kadar bu post modern darbenin tarihsel miladı “28 Şubat 1997’deki MGK kararları” gibi görünse de, çok daha önce başlayan ve günümüze kadar gelen sebep ve sonuçlarını da gözardı etmemek gerekir. Öncesinde yaşanan kargaşa, suikastlar, olaylar, sonrasındaki hukuk dışı uygulamalar, bizim her darbe sürecinde gördüğümüz ‘olay akışı’yla birebir örtüşüyor adeta...

Türkiye’nin 3’te 1 fakirleştiği, yüzde 17 küçüldüğü, hortumlanan 24 banka için 91,4 Milyar Doların buharlaştığı bir dönemden bahsediyoruz. Ya sosyal ve kurumsal yapı; 900 subayın ordudan ‘irticacı’ denilerek atıldığı, 6 milyon kişinin fişlendiği, eğitim ve öğretimde yasakların hayatımıza girdiği, milyonlarca gencin mağdur edildiği bir süreç…

Yargı, üniversite, medya, yarı resmî sivil toplum kuruluşları, sendikalar… Mahşerin atlıları gibi vesayete secde etmekten kaçınmadı… Ama en çok da 28 Şubat’ı tasarlayanlarla birlikte göğüs göğüse duran siyaset ve medya bizlere tek kurtuluşun ancak ‘vesayete güdümlü bir Türkiye’den geçtiğini söylüyordu. Seçmen iradesiyle koalisyon yapan ve sayısal üstünlüğü elinde bulunduran iktidar, buna rağmen millet temsilinden ediliyor, sonrasında da önce azınlıktaki muhalefete yetki verilip, ardından vekil borsalarında transfer edilen milletvekilleri eliyle, kabak gibi sırıtan hukuksuzluk ‘kılıfına’ uyduruluyordu.

Hiç şüphesiz ki, bu süreçte ‘28 Şubat hükümetleri’ postal giyip meclisi yönetmeye başlarken, ‘28 Şubat medyası’ da apoletlerini takıp, ‘andıç yayınlarıyla’ kışla faaliyetlerini yürüttü.

Bu yazı dizisinde o dönemde kurulan vekil borsasının, meclis berber salonlarına kadar nasıl indiğini, ikna odalarının sadece üniversitelerdeki başörtülü öğrenciler için değil, meclisteki milletvekilleri için de nasıl oluşturulduğunu, attıkları manşetle hedef gösteren 28 Şubat medyasının askerin nasıl oyuncağı haline geldiğini göreceksiniz. Ki en önemlisi de cuntanın yürüttüğü tüm faaliyetlerin parasal kaynağına ilişkin çarpıcı iddiaları bulacaksınız.

“Postallı siyaset, apoletli medya: 28 Şubat” yazı dizisinde 28 Şubat’a farklı bir bakış atarak meclis ve medya ayağını sorguluyoruz. 



‘ASKER MECLİS'TE İKNA ETTİ BİZ DE İSTİFA ETTİK


Yeni Şafak - Haziran 1997
28 Şubat sürecinde DYP’den, ANAP’a geçen Çanakkale Milletvekili Hikmet Aydın, Refah-Yol’u hükümetten düşürmek için yapılan vekil transferlerinin meclis berber salonuna kadar indiğini söyleyerek, ikna turlarına sivil giyimli askerlerin de katıldığını söyledi. Aydın, “Meclis berberinde, 750 bin Euro’nun pazarlığına şahit oldum” dedi.

28 Şubat sürecinin en önemli ayağı meclisteki vekil transferleri oldu. İstifalarla boşalan Refah-Yol, 30 Haziran’da Demirel’in Yılmaz başkanlığındaki 55. Hükümete onay vermesiyle resmen bitmiş oldu. 
1997 Haziran’ında DYP’den istifa ederek ANAP’a geçen milletvekillerinden biri de Çanakkale Milletvekili Hikmet Aydın, o günlere damgasını vuran ‘vekil transferlerinin’ perde arkasını anlattı. 
DYP’yi boşaltıp Refahyol’u bitirmek için sadece Demirel’in değil, askerin de meclis koridorlarında ‘istifa turuna’ çıktığını söyleyen Aydın, “Ben askerin gazına gelip DYP’den istifa ettim. Ama bu süreçte vekil pazarlığının berber salonlarına kadar nasıl indiğine de şahit oldum” diyerek tanıklığını anlattı. Vekil pazarlıklarının ayyuka çıktığı Haziran 1997’de, meclis koridorlarında banka patronlarının vekil odalarına girip çıktığını söyleyen Aydın, Bayındır Bank’ın sahibi Kamuran Çörtürk’ün vekil odalarında turladığını söyledi.

BENİ DE İKİ ASKER GAZA GETİRDİ 


Hikmet Aydın - Dönemin DYP Milletvekili
‘Meclis’teydim. Odamda otururken, bana iki asker geldi. Yanlarında çok yakından tanıdığım iki arkadaşım da vardı. Sivil giyimliler. Ben odada konuşmayalım, dışarı çıkalım dedim. Meclis bahçesine çıktık. Bana, Silahlı kuvvetlerinde büyük bir ikilik yaşanmaya başladığını söylediler. Dağılan orduyu toparlayamazsınız; fakat yüzlerce hükümet kurulabilirdi. Anlatılanlardan yapmam gerekenin ne olduğu açıktı. Zaten hükümet partisinden ilk milletvekili istifası Genelkurmay’daki ikiliği ve iç çatışmayı sonlandıracaktı. Nitekim öyle de oldu. Doğru Yol Partisi’nden ANAP’a geçtim. Bütün gazı aldık ve geçtik. Fakat sonrasında gerek hükümet partilerinden ayrılanların bir kısmının kurduğu Demokrat Türkiye Partisi’nin nasıl oluştuğu, nasıl yeni kurulan hükümette yer aldığı ortaya çıktığında, durumun vahameti de ortaya çıktı”

Hürriyet 23 Haziran 1997

“İSTİFA ET YOKSA DARBE YAPACAKLAR”

O günlerde henüz DYP’deyken, partinin en önemli isimlerinden biri … Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde… Kırk yılda bir gündem dışı konuşur, herkes de genel kurul salonuna gider onu dinler. Genel Başkan Yardımcılarından bir tanesi… Bana “Hikmetçiğim. Partiden ayrıl, istifa et kardeş” dedi. “Olum evladım” diyerek devam etti. “İstifa et. Sen yapabilirsin sadece, sen yarasızsın, yoksa gerçekten askeri darbe olabilir. Çok korkunç olabilir. Bu işlerin sonunun nereye gideceğini hiç birimiz kestiremiyoruz. Bu işi çevirmek için bir kişinin bu işi başlatması lazım. Bu sen olabilirsin. İş kötüye gidiyor, yine de sen bilirsin” dedi.

Hürriyet - 1997 Haziran

PAZARLIKLAR MECLİS BERBERİNDE YAPILDI

Aynı dönemde ANAP’tan seçilmiş ama Doğru Yol Partisi kökenli bir milletvekili, DTP’ye katılmış bulunan bir milletvekilline B Bloktaki berber salonunda transfer parasını hatırlatıyor. DTP’ ye geçen, diğerine “Artık iş bitiyor. Sonuna geldik. Dönem bitiyor. Beni aldın oraya götürdün ama seçilmemi sağlamadın, listelerde yokum” dedi. Yanında tıraş olan DYP kökenli ANAP’lı da “Ulan” dedi, "750 bin Dolar’ı gözümün önünde alan sen değil misin, ne tekrar seçilmesi (küfürlü sözler sarfederek)” dedi.  Sadece ben değil. Bu sinkaflı konuşmalara o an başkaları da şahit oldu.

ÇÖRTÜRK MECLİS ODALARINDA NE YAPTI

O günlerde mecliste dolaşan bir banka sahibi vardı. Her gün bir ya da iki vekilin istifa edip ya ANAP’a ya da Demokrat Parti’ye geçtiği haftalarda. Yıl 1997… Aylardan Haziran… Bayındır Bank’ın sahibi Kamuran Çörtürk… Neden 9 metrekarelik milletvekilleri odalarını teker teker ziyaret etti. Öyle birimidir Çörtürk. Ben gördüm, kendi gözlerimle gördüm. Bir bankanın sahibi meclise gelecek milletvekillerini ziyaret edecek öyle mi?

YUMURTA ÇİFTLİĞİNE KARŞI TRANSFER YAPILDI

O pazarlıkların had safhada olduğu 97’nin Mayıs ya da Haziran’ın da ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun bir sözü vardır. “Hocam sadece sen bize bir kuruşa mal olmadın” demiştir. Peki, vekillere ne vaade dildi. Bakanlık koltuğu değildi. Öyle olsaydı istifa edenleri sonrasında ‘Bakan’ olarak görürdük. Peki, ne oldu? Kimine yumurta çiftlikleri, kimine de akaryakıt istasyonları verildi. 

MECLİSTE İKNA ODALARI KURULDU, VEKİLLER İKNA EDİLDİ
Mehmet Bekaroğlu28 Şubat sürecinde RP Milletvekili
28 Şubat sürecinde Refah Partisi Milletvekili olan HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, 28 Şubat sürecindeki vekil transferlerinin mecliste kurulan ‘ikna odalarında’ gerçekleştirildiğini söylüyor. “ANAP eliyle yürütülen bu faaliyetlerde milletvekilleri, üniversitelerdeki başörtülü kızlara yapılan muamelenin aynısı yaptılar. Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz özel bir ekip kurdu. Bu ekip bayram seyran demeden milletvekillerini belli yerlerde ziyaret ediyorlardı. Bu iş için bazı oteller de kullanıldı. Ancak şu kadarını söylemekte fayda var ki… 28 Şubat zihniyeti, başı örtülü kızları ikna etmek için nasıl üniversitelerde ikna odaları kurduysa, bunun meclisteki uzantıları da Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında ‘ikna odaları’ kurmuştur."

Meclis, operasyonun bir boyutu…

“Merkez Bankası Başkanı bir telefonla haber uçurarak birilerini zengin etti. O haberi alanlardan biri de Sabancı ailesiydi… Tüyoyu alan Sabancı’nın AKBANK’ı, telefon talimatıyla 800 milyon Dolar’a yakın ‘ucuz dolar’ alıp, 1 gece sonra yaşanan krizle aldığı parayı ikiye katladı. Peki, Sabancı ailesi, elde ettiği bu parayı ‘haksız elde ediş’ olarak algılayıp sonradan Merkez Bankası’na ödedi mi? Fakir Türk halkına verdi mi? Hayır? Benzeri rezaletler de bu işin ekonomi boyutu oldu”   


DYP'den istifa eden ya da ettirilen vekiller ANAP'a geçiyordu. Böylece düşürülecek hükümet sonrası yeni rol ANAP'a biçiliyordu.


SERİ SONU SATIŞLAR: DARBE ÖNCESİ 50 VEKİL TRANSFER EDİLDİ
Yeni Şafak 1997 - Haziran
Hükümet kurulduğunda 270 olan Refah-Yol’un milletvekili sayısı, 27 Şubat 97’deki MGK kararları sonrasında 50’yi aşkın fire verdi. RP'nin 160 olan milletvekili sayısı 151'e, DYP'nin 119 olan vekil sayısı da 92'ye düştü. Diğer yandan 129 vekile sahip ANAP'ın milletvekili sayısı 139'a çıktı. Yasama yılı başında grubu bulunmayan Demokrat Türkiye Partisi’nin (DTP) üye sayısı da 21'e ulaştı. 28 Şubat’ın vekil transferleriyle bilinen Mayıs, Haziran, Temmuz aylarında 50 milletvekili, partilerinden istifa ederek yer değiştirmiş oldu. Mecliste çoğunluğu olmayan muhalefet, ‘Demirel onayı’ ile birlikte 30 Haziran 97’de ANASOL-D adıyla 55. Hükümeti kurmuş oldu. Hüsamettin Cindoruk’un liderliğindeki DTP, Refah-Yol hükûmeti düşürüldükten sonra Meclis’te grup oluşturmuş ve kurulan Anasol-D hükûmetinin en küçük ve kilit ortağı olmuştu.


Postallı siyaset Apoletli Medya: 28 Şubat 1. Bölüm - Yayın Tarihi: 28 Şubat 2012 - Yeni Şafak Gazetesi - Orhan TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür ve hakaret içeren mesajlar silinecektir.