28 Şubat Dizi (2): 28 Şubat'ta vekiller davar gibi satıldı - Orhan Turan

Gazeteci Orhan Turan'ın kişisel sitesi

Salı, Şubat 10, 2015

28 Şubat Dizi (2): 28 Şubat'ta vekiller davar gibi satıldı


28 Şubat sürecinin tanığı Hasan Celal Güzel, 28 Şubat sürecini soruşturan Ankara savcısının, o günlerde yaşanan vekil transferlerini mercek altına almasını istiyor. 
Hürriyet 1997 
Güzel: Otellerde, meclis odalarında transferler yapıldı. Davar gibi milletvekili pazarlığı yaptılar. Milyon dolarlar havalarda uçuştu. Savcılar o satışları da incelesin.

28 Şubat mağdurlarından Hasan Celal Güzel, Erbakan ile Çiller arasında dönüşümlü Başbakanlık protokolüne karşın, hükümet kurma yetkisini Mesut Yılmaz’a veren Demirel’in, vekil transferlerini yönettiğini söyleyerek, Demirel’in ‘cunta çavuşu’ gibi hareket ettiğini söyledi. 28 Şubat’la ilgili açılan soruşturmada, savcıların o dönemdeki transferleri de mercek alması gerektiğini söylen Güzel, “asker ne kadar sorumluysa, cunta güdümünde hareket eden siyasiler de o kadar sorumludur. Bu vekil transferleri, askerin yürüttüğü o kirli oyunun siyasi uzantısıydı. Meclisteki planlamasıydı” dedi. Vekil transferleriyle ilgili konuşan eski RP milletvekilleri Şeref Malkoç ise, Bizzat şahidim” diyerek, komşusu olan bir milletvekilinin 1 milyon dolara parti değiştirdiğini söylüyor.

SAVCILAR O SATIŞLARI İNCELESİN

28 Şubatta yaşananları hazmedemeyen Hasan Celal Güzel, 28 Şubat sürecinde sadece 3.5 yıl içinde, Bin 376 konferans verdi. Karada 500 bin kilometre yol kat ederek demokrasi mücadelesi veren deneyimli siyasetçi, o günlerde ‘Sivil itaatsizliği’ yaymaya çalıştığını söyleyerek, 28 Şubat’a karşı direndiğini belirtiyor. Hakkında 100’den fazla dava açılan ve Ayaş Cezaevi’nde 4.5 ay hapis yatan Güzel, 28 Şubat’la ilgili başlatılan soruşturmanın, 1997’deki vekil pazarlıklarına da inmesi gerektiğini söyleyerek, “Doğru Yol Partisi’nde yaşanan tasfiyeye bakmanın zamanı geldi. Savcılar transferleri incelemelidir. Milletvekilleri davar gibi alınıp satılmıştır” dedi.

Hasan Celal Güzel
DEMİREL’İ MEMUR ETTİLER
“O dönemde yaşananlar bir rezaletti. Benim de kulağıma bununla ilgili pek çok bilgi geldi. 2 milyon dolara, 3 milyon dolara partisinden istifa eden milletvekillerini duyduk. Bu ilişkiler bir rezaletti. Azınlık olan muhalefete hükümeti kurma görevi veren Demirel’in kendisi de, yeterli sayıya ulaşması için vekil transferlerini planladı. Darbeciler Cumhurbaşkanını adeta ‘Süleyman Çavuş’ yaptı. İstedikleri gibi de kullandılar. Koltuk değneği gibi kullandılar. Demirel’i o döneme kadar yaptıklarının tersine adeta hükümeti düşürmeye memur ettiler.


DTP CUNTANIN SİYASİ UZANTISI OLDU

Milletvekillerinin davar gibi satılmalarında, şantaj ve ikna yöntemiyle parti değiştirmelerinde Süleyman Çavuş koordinatör gibi çalıştı. DYP içinde Hüsamettin Cindoruk’u ayartarak kurdurulan Demokrat Türkiye Partisi, sadece bu iş için uydurulmuş siyasi bir oluşumdu. Demirel istedi ve oldu. Bunu kimse yalanlayamaz. Her gün, o vekilin bu paraya, şu vekil bu paraya parti değiştirdiğini duyduk. Malum medya patronlarının buradaki rolünü iyi bilmek lazım... Bankacıların bu kumpastaki rolünü, Ankara’daki otellerde yapılan görüşmeleri çıkıp anlatmaları lazım

ŞEREF MALKOÇ: PAZARLIKLARA BİZZAT ŞAHİT OLDUM
Şeref Malkoç - Dönemin RP Milletvekili

Vekil pazarlıklarının diğer tanığı Eski RP milletvekilleri Şeref Malkoç ise bu pazarlıklara yakinen şahit olduğunu söylüyor. Has Parti Genel Başkan Yardımcısı Malkoç, o günlerde kendi lojman komşusu bir milletvekilinin 1 milyon dolara transfer olduğuna şahit olduğunu belirterek "Biz 28 Şubat döneminde parayla milletvekili satın alındığını gördük. Benim lojman komşum bir vekile, 1 milyon dolara yakın bir para ödeniyor ve vaat ettikleri 500 bin doları ödemedikleri için bu şahıs yakınıyor, 'verdikleri sözü tutmadılar böyle ahlaksızlık mı olur' diye. Bu benim bizzat şahit olduğum bir olay" diyor. Hafta başında 28 Şubat süreciyle ilgili Bin 600 sayfadan oluşan 2 CD’yi, soruşturmayı yürüten özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na veren Malkoç, söz konusu transferlerin de mercek altına alınacağını söyledi.
Transfer trafiğinde liste uzun 27 Nisan 1997’de, MGK’da uyarılan Refahyol’a ‘bir ay daha süre yorumları’ yapılırken 30 Mayıs’ta Yıldırım Aktuna istifa etti. Aktuna’yı dönemin Sanayi Bakanı Yalım Erez, 18 Mayıs’ta Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Işılay Saygın, 20 Mayıs’ta Refah Partisi Milletvekili Mahmut Sönmez, 30 Mayıs’ta ANAP Yozgat Milletvekili İsmail Durak Ünlü ve Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu takip etti. 14 Haziran 1997’de, yani Ankara –Sincan’dan tankların geçtiği günlerde Milletvekili Bahattin Yücel DYP’den istifa etti.  DYP Milletvekili Nuri Yavuz, 13 Temmuz’da Yaman Törüner, partileri DYP’den istifa ettiğini açıkladı. 15 Temmuz’da Milletvekili Doğan Güreş, Mahmut Yılbaş ve Mustafa Zeydan DYP’den, 16 Temmuz’da Milletvekili Şaban Karataş RP’den istifa etti. 19 Temmuz’da Milletvekili Ufuk Söylemez DYP’den istifa etti. Operasyon hız kesmedi. 24 Temmuz’da RP İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ile DYP İstanbul Milletvekili Sedat Aloğlu partilerinden istifa etti. Ertesi gün Milletvekili Metin Işık RP’den ayrıldı. Bu isimler de sonrasında DTP’ye geçtiler.

 TRANSFER TEKLİFLERİ 5 MİLYON’A DAYANDI
28 Şubat sürecinde koridorlarda konuşulmaya başlanan transfer paraları, dönemin siyasileri tarafından da gündeme getirilmişti. Erbakan: “İstifaların arkasında rüşvet, baskı ve tehdit var” derken,
DSP Milletvekili Tahsin Baycık; “2-3 milyon dolar olan transfer teklifleri 5 milyona dayandı” sözleriyle rakam veriyordu. Baycık, o günlerde yaşananlarla ilgili bugün konuşmak istemiyor. Yaşananlarla ilgili sorumuza ‘Siyaseti bıraktım, artık konuşmuyorum’ cevabını vermekle yetiniyor. Konuşmayan sadece o değil “Güneş Motel misali milletvekili pazarları kuruluyor” diyen Tansu Çiller’de konuşmamayı tercih edenler arasında… 


28 Haziran 1997 Yeni Şafak manşet
YARISI PEŞİN YARISI İŞ BİTİMİNDE
Miktarlar 500 bin Euro ile 5 milyon Euro arasında değişiyordu. Hükümetin güvenoyu almasında tek yolun yolun ‘milletvekili pazarından geçtiği’ni yazan Yeni Şafak, 28 Haziran 1997 tarihli sayısında konuyu “Seri sonu satışlar” başlığıyla veriyordu. Haberde, “Transfer rakamları 3 ile 5 milyon dolar arasında değişiyor. Ödemelerin bir bölümü hemen, kalan kısmı ise ANASOL-D hükümeti güvenoyu aldıktan sonra verilecek” ifadeleri yer alıyordu.


29 HAZİRAN 1997 TARİHLİ ‘SATIŞTA PETEK FORMÜLÜ” MANŞETİYLE ÇIKAN YENİ ŞAFAK 
SATIŞTA PETEK FORMÜLÜ
Vekil transferleri “Satışlarda Petek Formülü” başlığıyla gündeme düştü. Haberi Yeni Şafak manşetten duyurdu.  ANAP’a ait ‘Petek’  formülüne göre, milletvekillerinin alacağı ücret, pazarlığa tabi vekili, partisindeki ağırlığına, geçmişte transfer olacağı parti ile ilgili söylediklerine, naz payı, tecrübe, yaş ve hatta kilo ve boyuna göre belirleniyordu. Transfer olanların hiç birisi kritik görevlere getirilmeyecek, denklik şartı aranacaktı. Sadece bakana bakanlık verilebilecekti. Vekillere bakanlık verilmeyecekti.


PETEK FORMÜLÜ GERÇEK ÇIKTI

30 Haziran 97’de “Hükümet tamam” manşetiyle çıkan Hürriyet “Transferlere bakanlık yok” başlığı ile formülün uygulandığını doğruluyordu. Haberde “Son günlerde istifa edip, ANAP ve DTP’ye geçen hiçbir milletvekiline bakanlık verilmeyecek” deniyordu. Transfer olan milletvekillerinden sadece Işılay Saygın’ın, önceki partisinde de bakan olduğu için kadından sorumlu devlet bakanlığının verildiği yazılıyordu. Petek formülü aynen uygulanmıştı.

Yeni Şafak - Haziran 1997
PAZARIN BAŞINDA JEFİ KAMHİ Haziran ayında Ankara’da gerçekleştirilen transfer ücretlerini iddiaya göre DYP’den ayrıldıktan sonra DTP’ye geçen İstanbul Milletvekili Jefi Kamhi yürütüyordu. Haber ilk kez Günaydın gazetesinde yer aldı. Ardında Yeni Şafak haberi 28 Haziran 1997’de birinci sayfasından gündeme getirdi. Tanıklara dayandırılan habere göre Ankara’daki Hilton Oteli’nin 11. Katı tamamen transfer görüşmeleri için kapatılmış, milletvekilleriyle görüşmelere başlanmıştı.



RAKAMLARLA 28 ŞUBAT 


  • Türkiye 3’te 1 fakirleşti

Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Akdiş’e göre 1998 yılında 3 bin 255 Dolar olan kişi başına milli gelir düzeyi darbenin etkisini gösterdiği sonraki yılarda hızla düştü. 2001 yılında 2 bin 100 Dolar’a inen kişi başına gelirle Türk insanı üçte bir oranında fakirleşti. 


  • Türkiye yüzde 17 küçüldü

28 Şubat, büyüyen Türkiye’yi de baltaladı. Türkiye’nin büyüme hızı 1997’da yüzde 8,3 iken, 98’de 3,8 düştü. 99’da ise dibi gören büyüme hızı, önce yüzde -6,1’e, 2001’de -9,4’e geriledi.  Türkiye bu süre içinde toplamda ise yüzde 17,7 oranında küçüldü. 


  • 91.4 Milyar Dolar uçtu

Sürecin acı faturası ise Türkiye ekonomisine kesildi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda (BDDK) Daire Başkanlığı yapan Dr. Mete Bumin ile Bankacılık Uzmanı Ferhun Ateş’e göre süreçte TMSF’ye devredilen toplam 24 bankanın maliyeti 91.4 Milyar Dolar oldu. Hortumlanan bankaların borçları için ödeme yapan Hazine, sadece 2000-2004 arasında 25 Milyar 246 milyon Dolar iç borçlanma senedi ödedi. 


  • 900 subay ordudan atıldı

28 Şubat süreci sadece ekonomiyi değil, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de içini boşalttı. Onursal Başkanlığını Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin yaptığı Adaleti Savunanlar Derneği’ne (ASDER) göre sürecinin başladığı 1996’dan 2003’e kadar 900′ün üzerinde subay-astsubay “disiplinsizlik”, ‘irticai faaliyet’ bahanesiyle ordudan atıldı.  


  • 6 Milyon kişi fişlendi

Eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı’ya göre Güven Erkaya'nın komutanı olduğu Deniz Kuvvetleri bünyesinde kurulan Batı Çalışma Grubu (BÇG) Türkiye’de 6 milyonu aşkın vatandaşı fişledi. 28 Şubat 1997 tarihli Millî Güvenlik Kurulu kararlarının uygulanıp uygulanmadığının denetimi amacıyla kurulan ve Genelkurmay 2. başkanı Çevik Bir’in fikri olan BÇG, yasadışı olarak kurulmuş, ancak Mesut Yılmaz hükûmeti döneminde yasallaşmıştı. Süreçte TSK’daki subayların yanı sıra kamu kurumları, üniversiteler, belediye,  cami, sivil toplum kuruluşları, liseler de dâhil birçok fişleme yapılmıştı. 


  • Başörtüsü yasaklandı

4 Mayıs 98 Pazartesi tarihli Hürriyet gazetesi, başörtüsü yasağını ‘çözüm’ olarak haberleştirdi. “Türbana foto çözüm” başlıklı haberde, “Rektörler Komitesi, önümüzdeki yıl üniversitelere kayıt yaptıracak öğrencilerin türbansız ve sakalsız fotoğraf çektirmeleri zorunluluğu getirdi” ifadeleri yer aldı. 


  • İlahiyat mezunlarına öğretmenlik yasaklandı

11 Mayıs 98 / Hürriyet gazetesinde, “İlahiyat mezunlarına lise öğretmenliği yok” başlığıyla yasağı gururla duyuruyordu. 8 yıllık kesintisiz eğitim kapsamında yapılan düzenlemeler çerçevesinde getirilen yasakla ilgili, “Yeni öğretim yılından itibaren din dersi öğretmenleri, ‘tezsiz master’ programında yetiştirilecek. Programa girmeyen ilahiyat mezunları, liselerde öğretmenlik yapamayacak” ifadeleri yer aldı.


Postallı siyaset Apoletli Medya: 28 Şubat 2. Bölüm - Yayın Tarihi: 29 Şubat 2012 - Yeni Şafak Gazetesi - Orhan TURAN

                   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür ve hakaret içeren mesajlar silinecektir.