REFAH-YOL hükümetinin gayri hukuki olarak düşmesine neden
olan 28 Şubat darbesi kuşkusuz medya desteğini de arkasına almıştı. Refah
Partisi'nin sandıktan çıktığı 1995 seçimlerinden itibaren medyada başlayan
"kara propaganda" MGK kararlarının imzalandığı 28 Şubat 1997'ye kadar
aralıksız sürdü.
Nereden nereye
Gazeteci Yazar Can Ataklı’nın, ‘Refah-Yol’un DYP’li
Turizm Bakanı Bahattin Yücel’in istifasının perde arkasında şantaj vardı’ açıklaması, 28 Şubat’ın önemli aktörlerinin
rengini değiştirdi.
Millet iradesini hiçe sayarak, o süreçte asker ağzıyla
manşet atanlar, şu günlerde yaptıklarını ‘habercilik’ kılıfıyla izah etmeye
çalışıyor. O dönemin en öneli aktörlerinden biri olarak Hürriyet Gazetesi’nin
patronluğunu yapan Aydın Doğan ve şürekâsı, son günlerde yaptıkları
açıklamalarla, adeta kendilerini inkâr ediyor.
O MANŞETLERİ KİM ATTI
11 Haziran 1997'deki asker yargıya brifinglerle toplu suç
duyurusunda bulunduğu günün ertesi, ‘apoletli haberi’ demokrasiye tercih
edenler, attıkları manşetlerle adeta karargahın ağzı oldu. Aydın Doğan’ın Hürriyet’i ertesi sabah,
“Gerekirse silâh bile kullanırız” manşetiyle çıkarken, diğer gazetesi Milliyet,
“Ordudan son uyarı” başlığını kullandı. Doğan’ın ‘liberal sesi’ Radikal bile ‘Gerekirse silâhla’ başlığını
atmaktan çekinmedi. Hürriyet’teki
‘Silahlı’ manşetin menşeinde ise Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul
Özkök ve yazarı Emin Çölaşan vardı. Özkök, katıldığı televizyon programında
manşetin hikâyesini anlatmış ve Çölaşan’ın Çevik Bir’le diyaloğuna yer
vermişti.
BİRBİRLERİNE DÜŞTÜLER
Polemiğe dönen tartışmada önce Özkök, Çölaşan’a yüklendi.
Mehmed Ali Birand’ın hazırladığı 28 Şubat belgeselinde konuşan Özkök,
Çölaşan’ın Çevik Bir'e, "Siz onu bırakın... darbe yapacak mısınız,
yapmayacak mısınız?" diye sorduğunu, Bir’in de Çölaşan'a "Ne
diyorsunuz Emin Bey siz!" cevabını verdiğini söyledi. Sözcü Gazetesi’ndeki
köşesinden Özkök’ü yalanlayan Çölaşan, eski genel yayın yönetmenini ise şu
satırlarla anlattı: “Geçmişte birlikte çalıştığımız dönemlerde, özellikle AKP
iktidarı döneminde tir tir titrer, patronunun ve kendisinin çıkarlarına zarar
gelmesin diye yazılarımı sansür eder, tepki gösterince özür diler, ağlaşır, bir
daha yapmayacağına dair torunlarının üzerine yeminler ederdi!”
PİJAMAYLA KARŞILAMA: Sadece başlıklar değil, medyadaki karteliyle adeta yasama yürütme ve yargının da üzerinde olan Doğan, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ı pijamalarıyla karşılamaktan çekinmemişti. 1997'nin Haziran'ında dönemin ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ı evinde kabul eden Doğan spor kıyafetlerle Başbakan’ı ağırlamaktan kaçınmamıştı.
BAŞBAKAN KORUYAN YAYIN YÖNETMENİ
28 Şubat sürecine manşetleriyle destek veren dönemin
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün Refahyol'un yerine kurulan
Anasol-D Hükümeti’nin Başbakanı Mesut Yılmaz için "Onu ben koruyorum"
dediği ses kaydı, ‘apoletli medya’nın siyasetteki etkisini gözler önüne
sermişti. ‘Devlet Bakanı ile yapılan ‘Ulan’lı 1998 tarihli görüşmede Özkök,
Aydın Doğan'ın karton fabrikasına devlet teşviği istemişti. Başbakan’ı
kendisinin koruduğunu söyleyen Özkök, o
görüşmede Taner’e, Başbakan’ı kasdederek, “Ulan yine ben koruyorum, hâlâ da ben
koruyorum” demişti.
DOĞAN’DAN VEKİLE: ‘SENİ YASSIADAYA SÜRERİM’
Anap eski Milletvekili Sebgetullah Seydaoğlu'nun
iddiaları akıllara kazanınan notlar arasında yerini aldı. Bir televizyon
programında konuşan Saydaoğlu, Aydın Doğan'la ilgili olarak "Aydın Doğan
beni zamanında uyardı. Ya askerden tarafa ol ya da seni 15 tane gazetemle
vururuz. Cuntaya karşı gelirsen bu tarzın ve yaklaşımınla seni yassıadaya
göndeririz" demişti.
BUGÜN NE SÖYLÜYOR
Gazeteci Yazar Can Ataklı'nın Refah-Yol koalisyonunda
Turizm Bakanı olan Bahattin Yücel’in istifasıyla ilgili, “Yücel, Hürriyet
Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ve Sabah Gazetesi yazarı Zafer
Mutlu’nun şantajıyla istifaya zorlandı” iddiası sonrası televizyon programına
telefonla katılan Doğan, bir yandan iddiayı yalanlarken, dğer taraftan da
açıklamalarıyla şaşırttı. 28 Şubat sürecinde Cunta ağzıyla yayın yapmaktan
çekinmeyen Aydın Doğan, 28 Şubat sürecinde suçu sivillere atarak ‘28 Şubat'ta siviller görevini yapmamış”
derken, o günlerde gazetelerinde atılan manşetleri de ‘habercilik’ diye tarif
etti. Doğan adeta ‘nereden nereye’ dedirtti.
BASIN HABER PEŞİNDE KOŞMUŞ
“28 Şubat'ta siviller görevini yapmamış” diyen Doğan,
“Basın da haber peşinde koşmuş, bazen de hatalar yapmış” dedi. Sincan'da
tankları yürütenlerin hala görevde olduğunu hatırlatan Aydın Doğan, “Sincan’da
tankları yürütenler görevden alındı mı ki biz suçlanıyoruz. Bana kalırsa Ataklı Kahraman olmak istiyor
ama aslında mesleğe zarar veriyor. Beyaz kağıt gibiyiz ama bize çok laf
atıyorlar. Çünkü en kolayı medyayı suçlamak… Kim kartel kurdu da başkalarını
kovdurmak öldürmek için çalıştı" dedi.
Mutlu ‘öyle bir şeyi’ hatırlayamadı
İddialara cevap veren Zafer Mutlu ise ‘şantaj’ iddiasını
kesin bir dille yalanlamak yerine ‘tam olarak ne olduğunu hatırlamıyorum’
cevabını verdi. Mutlu, “Ben böyle bir şey hatırlamıyorum, böyle bir şey de
olmadı. Aradan 15 yıl geçmiş Can karıştırıyor da olabilir" dedi.
Özkök köşesinden yazdı:‘Yücel doğrularsa istifa ederim’
Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Ertuğrul Özkök bugünkü
yazısını Aydın Doğan’a ithafen yazdı. Yazısında,”Benim elimde eski Turizm
Bakanı Bahattin Yücel'le ilgili bir yolsuzluk dosyası yoktu. Olsaydı derhal
yayınlardım. Bahattin Yücel'e böyle bir şeyi söylemedim. Zafer Mutlu ile aramda
böyle bir konuşma geçmedi. Ama Bahattin Yücel "Evet Ertuğrul Özkök bana
böyle bir şey söyledi" derse, bu istifa mektubumu o an yürürlüğe koyunuz”
diyerek açık tarihli bir istifa dilekçesi sundu.
Bahattin Yücel’den iki farklı açıklama
Dönemin Turizm Bakanı Bahattin Yücel, şantajla istifa
edip etmediğine ilşikin iddiaları daha önce katıldığı Siyaset Masası
programında anlatmış, o dönemde Sabah Gazetesi’nde çalışan Can Ataklı’nın
kendisine gelerek arazi tahsislerinde yolsuzluk yaptığına dair rakip basın
kuruluşunun elinde belgeler olduğunu söylediğini belirterek, eğer istifa
etmezse söz konusu basın kuruluşunun kendisiyle ilgili yayın yapacağını
söylediğini vurgulamıştı. İddia ile ilgili Yeni Şafak’a konuşan Yücel, son
açıkalamsında ise “Yayını izledim, böyle
bir şey kesinlikle söz konusu olmamıştır. Ne bahsi geçen isim Ertuğrul Özkök’ün
nede onun şahsında Hürriyet Gazetesi’nden herhangi bir kişinin beni ‘yolsuzluk
suçlamasıyla’ tehdit etmesi gibi bir durum söz konusu bile olmamıştır. İstifa
sebebim tamamıyla farklı bir sebeple gerçekleşti. Bunu da söyledim. Can
Ataklı’nın neden böyle bir açıklama yaptığını açıkçası bilemiyorum. Bu konu hakkında
da daha fazla konuşmak istemiyorum” dedi.
HÜRRİYET İSTİFAYI TAM SAYFA GÖRMÜŞTÜ
Refah-Yol’da Turizm Bakanı Bahattin Yücel’in istifası ilk
olarak Hürriyet Gazetesi’nin manşetinden verildi. Yücel 13 Haziran 1997’de istifasını Tansu
Çiller’e sunarken, istifa haberi 14 Haziran tarihli Hürriyet’te tam sayfa
manşet olarak duyuruldu. Bakan Yücel’in kendi imzasını taşıyan ‘İstifa
Mektubu’nu da yayınlayan Hürriyet, ‘DYP’li Bakan’ın şok sözleri’ ifadelerine
yer verdi.
ERTUĞRUL ÖZKÖK O İSTİFAYI YAZMIŞTI
Ataklı tarafından Bakan Yücel’e ‘şantaj’ yaptığı söyleyen
Hürriyet’in o dönemdeki Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün de konuyu
yaşanan istifaya ayırdığı dikkat çekiyor.
28 Şubat Kronoloji - 1 Mart 2012 Yeni Şafak Sayfa 14 - Orhan Turan |
28 Şubat Kronoloji - 3 Mart 2012 Yeni Şafak Sayfa 14 - Orhan Turan |
28 Şubat Kronoloji - 2 Mart 2012 Yeni Şafak Sayfa 14 - Orhan Turan |
28 ŞUBAT YAZI DİZİSİ (SON)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren mesajlar silinecektir.