15 Temmuz Darbe Girişimi Başarılı Olsaydı Ne olurdu? - Orhan Turan

Gazeteci Orhan Turan'ın kişisel sitesi

Cumartesi, Temmuz 18, 2020

15 Temmuz Darbe Girişimi Başarılı Olsaydı Ne olurdu?

Türkiye 1960, 1970 ve 1980’de fiili darbe gördü. Cunta 1997’de ise dolaylı olarak darbe yaptı. 27 Nisan 2007’de ise “E- Muhtıra” olarak bildiğimiz bildiriyle seçilmiş iktidar hedef alındı.

Her 10 yıllık dilimde darbe ile yüzleşen Türkiye, 60 yıllık “darbe tarihinin” son 10’uncu diliminde ise 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine tanık olduk.

15 Temmuz 2016…

Saat 22.00 suları…

İstanbul’da Anadolu ile Avrupa’yı birbirine bağlayan köprülerde bir hareketlik yaşandı.

Sonra bu hareketliliğin bir kalkışma girişimi olduğu anlaşıldı.

Kamu kuruluşlarını ve yayın kuruluşlarını ele geçiren cunta, ekranlardan darbe bildirisi okumuya başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla birlikte Türkiye ilk kez, bir darbeyi akamete uğrattı.

Her tankın önünde, her kışlanın kapısında ve şehre çıkan meydanlarda etten duvar örüldü. 

Bu en uzun gecede, ilk 12 saatte cuntaya karşı direnen 200'den fazla kişi hayatını kaybetti, bin 491 kişi yaralandı. Bunun yanı sıra teslim olmayan ve çatışmaya devam eden 104 darbeci de öldürüldü.

Peki darbe girişimi başarılı olsaydı ne olurdu?

  • Cunta yönetiminin kendini tanımladığı şekliyle “Yurt’ta Sulh Konseyi’nin” darbe planlarına göre ilk iş sokağa çıkma yasağı olacaktı. Ki, zaten darbe gecesi saat 23.00’da, cunta televizyon ekranlarından yurt genelinde sokağa çıkma yasağı kararı aldığını duyurdu.
  • Darbe başarılı olsaydı, bu yasak en az ilk 15 gün boyunca devam edecekti. 
  • Önceki darbelerden edindiğimiz tecrübeyle sabit ki, cunta ülkeye hâkim olan hedefteki tüm siyasi isimleri derdest edene, daha önce “Yakalanacaklar”, listesine eklediği gazeteci, yazar, düşünür, bilim adamı, STK temsilcilerini etkisiz hale getirene, kamu kurum ve kuruluşlarına tam olarak hâkim olana kadar bu yasağı sürdürecekti. Bu isimler hakkında alakalı alakasız çok sayıda suçlama yöneltilecek, yargılanmaları için özel mahkemeler görevlendirilecekti.
  • Cezaevlerinde bulunan tüm Gülen’e bağlı milisler derhal salıverilecekti.
  • Emre Uslu, Zekeriya Öz gibi firari olan örgüt üyeleri ülkeye birer kahraman gibi geri dönecekti.
  • 17/25 Aralık soruşturmasının başına yine Zekeriya Öz getirilecekti.
  • 17/25 Aralık’ta çok önceden hazırlanmış dava dosyaları üzerinden AK Partililer hakkında cadı avı başlatılacak tamamı ağır cezalara çarptırılacak ve halkın gözünden düşürülmesi sağlanacaktı. 
  • Medyanın ağır propagandasıyla FETÖ kendisini tanımladığı gibi sözde “Hizmet Hareketinin” aslında ülkeyi kurtardığı propagandasını yapacaktı.
  • Halkın sempatisini sağlamak ele geçirilmiş tüm yayın organlarından büyük bir algı operasyonuna girişilecekti.
  • Dış politikamız tamamen değişecekti. İsrail ve Amerika ile mümkün olan en iyi ilişkiler yürütülecekti. 
  • Devlet kademelerine FETÖ üyeleri ve Kemalistler getirilecekti. Tüm ordu, tüm bürokrasi, her şey FETÖ’nün emrinde olacaktı. 
Darbe girişimini gerçekleştiren cuntacı askerlerin birçoğu verdikleri ifadelerde kendilerini “Kemalist” ve “Atatürkçü” olarak tanımlıyor ve FETÖ’ye karşı olduklarını söylüyordu.
Sicillerinde gerçekten de FETÖ ile organik bir bağa rastlanmayan bu isimlerin FETÖ’nün derbe planına ortak olan cunta içindeki Kemalist klikler olduğu dikkate alındığında darbenin FETÖ’nün ortak eylemi olduğu sonucuna varabiliriz. 
Yurt’ta Sulh Konseyi’nin bildirisinde onlar da unutmamış ve “Atatürk ilke ve İnkılapları” Bu yüzden vurgulanmıştı.
Elbette cunta yönetimindeki Türkiye’de onlara da hisse düşmeliydi. Bu nedenle “Atatürk değerleri” de ön plana çıkarılacaktı. 
Laiklerle FETÖ’cü cuntanın bu iktidarında "Dine saygılı laiklik" gibi bir yaklaşım Türkiye’ye hâkim olacaktı.
İnanılmaz bir kadrolaşma yapılacak ve askeri vesayet eskisinden de güçlü şekilde yönetimde söz sahibi olacaktı.
  • Gezi Kalkışması, “Gezi Direnişi” olarak tanımlanacak, Cunta “devlet olarak” Gezi’den dolayı özür dileyecek, kalkışma her yıl “Özgürlük” haftası olarak resmen kutlanacaktı. 
  • Ülkeyi ilk olarak askeri konsey yönetecekti. Üniformalarını çıkarmış bu konseyin başında muhtemelen Hava Kuvvetleri Komutanı 
  • Başa Amerikan yanlısı bir hükümet getirilerek, göstermelik bir seçimle Amerikan yanlısı bir hükümet başa gelecekti. 
  • ABD ile ilişkiler 180 derece değişecekti. ABD, FETÖ ve batı yanlısı Kemalistlerle ilişkileri düzeltecekti.
  • Rusya ile ilişkiler yeniden soğutulacak, Türkiye'nin doğudan koparak daha fazla batıya yönelmesi, eskisi gibi “Katıksız bir Amerikan uydusu” olması sağlanacaktı.
  • Türkiye federal bir sisteme geçişin altyapısı hazırlanacak ve birkaç yıl içinde Türkiye çeşitli eyaletlere ayrılacaktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür ve hakaret içeren mesajlar silinecektir.