Amerikan İmparatorluğu Çöküyor - Orhan Turan

Gazeteci Orhan Turan'ın kişisel sitesi

Cumartesi, Temmuz 04, 2020

Amerikan İmparatorluğu Çöküyor

ABD dünya hegemonyasından hızla düşmeye başlıyor.

Eski konumuna gelmek için gerilim stratejisi ile milyarlarca dolarlık silah satıyor.

Kaybettiği uluslararası rekabet gücünü ithalata vergiler koyarak rakiplerini zayıflatmaya çalışarak korumaya çalışıyor.

Ama bunlar sadece ABD’nin çöküşünü yavaşlatıyor. 

Tıpkı Roma İmparatorluğu gibi…  

ABD imparatorluğu’nun, ayakları, “süper güç” grafiğinde ulaştığı pik noktasından, aşağı doğru inmeye başladı.

Amerikan İmparatorluğu Çöküyor

O’nun dayatmalarından bıkıp usanan devletler artık dolar sisteminden çıkıyor.

Hindistan Rupi vererek, Rusya altın biriktirerek, Türkiye Yuan ile Çin ticaretine ivme katarak dolar sisteminden çıkmaya çalışıyor. Almanya, Fransa ve İngiltere’nin başını çektiği INTEKST ödeme sistemi ile Avrupa; ABD’nin ambargo uyguladığı İran ve diğer üçüncü ülkelerle dolar dışı ticarete başlıyor.   

Soğuk savaşın sonunda Sovyetler’e karşı zaferini ilan ederek dünyanın tek jandarması olma rolüne soyunan ABD, iç siyasetinde de bu çöküşün işaretlerini vermeye başladı. ABD siyasetini belirleyen “Küresel bakış” ve “Küresel hegemonya” yaklaşımı, ilk kez Trump ile birlikte değişti.

Trumpa kadar “Özgür dünya” sloganı ile bu hegemonyayı ayakta tutmaya çalışan ABD, ilk kez Trump’la içine kapanmaya başladı. Seçmen artık sadece kendi menfaatini düşünüyordu. Zira Trump da “Önce Amerika” sloganıyla bu girdiği seçim yarışını kazanmış oldu. 

Bugün Amerikan İmparatorluğu’nun çöküşünü gösteren pek çok işaret görmek mümkün.

Dünya hegemonyasını tek başına elinde tuttuğu 1945’ten 2000’lerin başlarına konumunu korumak için oluşturduğu kuralları tüm dünyaya dayatan ABD, Trump’ın 45. Amerika Birleşik Devletleri başkanı olduğu 8 Kasım 2016’dan 2020’ye kadar geçen süreçte, kendi elleriyle inşaa ettiği bu sistemden tek taraflı çıkıyor. 

ABD, ilk olarak 11 Eylül 2001 sonrasında Anti Balistik Füze Anlaşması‘ndan çekildi. 2002’de çekildiği bu anlaşma, anti balistik füze sistemlerini geliştirmeyi, test etmeyi ve kurmayı yasaklıyordu. Aynı dönemde Irak ve Afganistan işgallerini gerçekleştirip İran’a saldırmak için hesaplar yapan ABD,

İşgal gücü olarak balistik füzelere ihtiyaç duyuyordu. ABD’nin o dönemde hegemonyasını yaymak için bu anlaşmadan çekilmesi bugün S400 veya Patriot anti-balistik füze sistemlerinin de önünü açmış oldu. 

ABD, 2019’da Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan (INF), yine aynı yıl Paris İklim Anlaşması’ndan resmen çekildiğini duyurdu.  

500 ile 5 bin 500 kilometre arasında olan ve karadan atılan füzeleri yasaklayan INF anlaşmadan çekilmesi ABD’nin "mutlak üstünlük" sağlama çabasından başka bir anlam taşımıyordu. Ama gerçekte ise bu adım, ABD hegemonyasının topalladığını gösteren açık bir işaretten başka bir şey değildi. 

Peki Trump, Paris İklim Anlaşması’ndan neden çekilmişti:  Resmi gerekçe "Amerikan iş gücüne zarar veren bu anlaşmayı iptal etme" yönünde duyuruldu. Asıl gerekçe ise, üretim çarklarını Çin’e kaptıran ABD’nin, burada da "mutlak üstünlük" sağlama iddiasından başka bir şey değildi. 

Peki sonuç… 

Elbette kuruyan bir ağaç yeniden filiz veremez. 

ABD’nin bu grafikte yeniden yukarı çıkması fiziğin en temel kanunu Entropi’ye bile aykırı… Çünkü çürüyen sistemin hedef aldığı enerjisi onu yeniden “Büyük Amerika’ya” dönüştüremeyecek kadar parçalanmış durumda. 

2011’de, 14,3 Trilyon dolar dış borcu olan ABD’nin

2012’de 16 trilyon dolar, bütçe açığı ise 1 trilyon 200 milyar dolar olmuştu.

2019’da devletin borcu 22 trilyon dolarla tarihi rekorunu kırdı.

Tabloya göre ABD'de borcun milli gelire oranı dünya bankası verilerine göre yüzde 105 seviyesinde. Nisan 2020 rakamlarına göre Türkiye'nin dış borcunun milli gelire oranı ise yüzde 58 seviyesinde.

Bizimle kıyaslandığında bile ABD’nin gırtlağına kadar borca girdiği açıkça görülebiliyor. 

Evet ABD, bu kötü tabloya karşın halen dünyanın en büyüğü… Ancak sürekli küçülen bir büyük… ABD nezdinde Batı ekonomileri de onunla aynı kaderi paylaşıyor. IMF verilerine göre 2020 itibari ile en gelişmiş ülke sıralamasına bakıldığında Uzun zamandır listenin ilk sırasını işgal eden Amerika Birleşik Devletleri 20 trilyon dolarlık devasa ekonomisiyle küresel ekonominin yaklaşık %25’ini oluşturuyor. Çin’in ise 13 trilyon dolarlık ekonomisiyle ABD ile olan farkı yıllar içerisinde kapatarak dünyanın en büyük ekonomisi olacağı öngörülüyor.

 

Dünyanın en büyük ekonomi sıralaması:

Sıra

Ülke

Milyon ( $)

1

Amerika Birleşik Devletleri

20.580,250

2

Çin Halk Cumhuriyeti

13.368,073

3

Japonya

4.971,767

4

Almanya

3.951,340

5

Birleşik Krallık

2.828,833

6

Fransa

2.780,152

7

Hindistan

2.718,732

8

İtalya

2.075,856

9

Brezilya

1.867,818

10

Güney Kore

1.720,489

11

Kanada

1.712,479

12

Rusya Federasyonu

1.657,290

13

ispanya

1.427,533

14

Avustralya

1.420,045

15

Meksika

1.222,053

16

Endonezya

1.022,454

17

Hollanda

914,519

18

Suudi Arabistan

786,522

19

Türkiye

771,274

20

İsviçre

705,546

 

Ekonomi ve İşletme Araştırmalar Merkezi'nin raporuna göre, hızla kalkınan Çin ve Hindistan'ın ekonomik performansı 2030’a kadar damgasını vuracak. Bu süreçte 7. Sırada olan Hindistan’ın ilk 5, Çin’in ise ilk sıraya oturması bekleniyor. Halen 19. Sırada bulunan Türkiye ve 16’ıncı sırada bulunan Endenozya’nın da ilk 10’a girmesi bekleniyor. Gelecek 10 yılda, dünyanın ekonomik açıdan en güçlü 10 ülkesinin önemli bir kısmının, batıdan doğuya kaydığını göreceğiz. 

ABD, bugün dünyanın en büyük askeri gücü…. ABD'nin son yıllarda Irak, Afganistan ve Suriye dahil olmak üzere birçok bölgede kapanan askeri üsleri olmasına rağmen halihazırda dünya genelinde 800 civarında üssü bulunuyor.

Savunma bütçesi 750 milyar dolar ve 2 milyon 260 bin askeri personelle en büyük orduya sahip. 

Borç sarmalına dolanan ABD’nin, bu devasa makinayı daha ne kadar daha çalışılabilir durumda tutabileceği ise belirsiz. 

Harvard’ın ünlü ekonomistlerinden Naill Ferguıan; “Amerikan İmparatorluğunun çöküşü yumuşak ve kesin olacak” diyordu. 

Bazı uzmanlar ise “ABD’nin zayıflayan dolar ile iflas edeceği” görüşünde. 

Kesin bir gerçek var ki o da “ABD imparatorluğu”nun çökmeye başladığı…

Ama asıl soru bu değil…

Asıl soru çöküş sonrası dünyanın nasıl şekilleneceği...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür ve hakaret içeren mesajlar silinecektir.