Bir gazeteci arkadaşım ziyaret amacıyla gittiği Yunanistan’da şahit olduklarını anlatıyordu. Oradaki ilköğretim okullarında öğrencilere ezberletilmek üzere verilen şiirde “Helen doğduk Helen yaşayacağız” ifadesi yer alıyormuş. Anlaşılan bu durum gazeteci arkadaşımın çok şaşırmasına neden olmuş…
Helen olmayan Türk öğrencilerin de “şiiri” okumak zorunda kaldığını söyleyerek, uygulamanın saçmalığına değindi.
Oysa bunda şaşılacak hiçbir şey yoktu. Ona, bizdeki durumu hatırlatarak, “normal” karşılaması gerektiğini söyledim.
Ne var ki, bizim okullarımızda da hangi milletten, kökenden olursa olsun tüm öğrenciler “Türküm, doğruyum, çalışkanım” diyerek kutsanır. Hatta daha da ileri giderek, tüm öğrencilerin varlığı, devletin varlığına armağan edilerek, vatandaşlık değerinin, devlet karşısında hiçbir değer taşımadığı teyit edilmiş olur.
“Hakikatten ha, bizde de durum aynı” diyebildi sadece…
1923’te temelleri atılan Cumhuriyetin dayatmacı ve asimile gücü yüksek uygulamalarını öylesine içselleştirmiştik ki, “bunların gereksizliğini” ancak farklı toplumlardaki benzer uygulamaları gördüğümüzde yorumlayabildik: “Bizdeki normal de, acaba onların ki neden böyle”diyerek…
- Yıl 2010…
Almanya’da bir kolej bahçesi düşünün …
Çok sayıda öğrenci ikili sıralar halinde dizilmiş…
Bir Alman öğrenci öndeki kürsüye çıkarak, “Guten Morgen Freunde (Günaydın arkadaşlar) diye bağırıyor. Ardından, kürsüdeki öğrencinin her söylediği, tüm öğrenciler tarafından tekrarlanıyor:
- Deutschen (Almanım)
- Ich habe Recht (Doğruyum)
- Fleißig (Çalışkanım)
Ya da şöyle düşünün:
- Yer Münih
Almanya’nın doğusu ve batısının birleştiği gün olan 3 Ekim’de kutlamalar yapılıyor.
Caddede, hepsi aynı anda postallarını yere vuran Alman askerleri var.
Hep bir ağızdan da “Her (üç adım) Alman (üç adım) asker (doğar) doğar (üç adım) şeklinde “Yürüyüş kararı” sayıyorlar. İkinci tekrarda ise tek adıma kadar düşerek, gür sesleriyle Münih’i inletiyorlar.
- “Bir Fransız dünyaya bedel’e ne dersiniz?
Her Alman’ın asker doğması ne kadar saçma ve ırkçı geldiyse size, emin olun yabancı toplumlar da, Türkiye’ye dışarıdan baktığında, bizdeki bu uygulamaları en az o kadar ırkçı ve saçma buluyordur.
Ya da Her Almanın “Almanım doğruyum çalışkanım” deme ihtimali, size ne kadar şımarık ve ukalaca geliyorsa, bu söylemin Türkiye’deki algısı da, diğer toplumlarda böyle yorumlanıyor.
Keşke, dünyayı “olması gerektiği gibi” değerlendirme arzusu taşıyan bakış açımız, ülkemize de aynı pencereden bakabilse…
Ve bunu, dünyadaki evrensel algıları, Türkiye’ye has uygulamalarla evrimleştirip kısırlaştırmadan yapabilse…
En önemlisi de tüm bunlar, o evrensel kavramlar ithal edildikten sonra, içi boşaltılmadan ve keyfi tanımlamalarla hiç edilmeden piyasaya sürülebilse…
Keşke…
“Jeder deutsche Soldat wird geboren”* (Her Alman asker doğar)
11 Kasım 2010 - Perşembe
11 Kasım 2010 - Perşembe
Politika ve siyaset editörü, gazeteci yazar Orhan Turan'ın bloğuna hoş geldiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren mesajlar silinecektir.