Dış politikada Türkiye'nin alanı daralıyor mu? - Orhan Turan

Gazeteci Orhan Turan'ın kişisel sitesi

Çarşamba, Haziran 08, 2016

Dış politikada Türkiye'nin alanı daralıyor mu?

Orhan Turan - Turkiye'nin dis politikasi

Orhan Turan - Son yıllarda komşularıyla ve ikili ilişkilerdeki krizleriyle "yalnızlaşan" Türkiye yeni hükümet döneminde dış politikada değişim yapacağını açıklasa da analistler İsrail ile ilişkiler dışında Suriye, Rusya ve AB ile ilişkilerde arzu edilen dönüşümün sağlanmasının güç göründüğünü belirtiyor.

Analistler, Türk dış politikasının son döneminin baş mimarı olan Ahmet Davutoğlu'nun "sahneden çekilmesiyle" yeni dönemde dış politikada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın etkisinin artacağına işaret ediyor.

Başbakan Binali Yıldırım göreve başlamasının hemen ardından bölgedeki sıkıntıların farkında olduklarını belirterek "Dostlarımızın sayısını artıracağız, düşmanlarımızın sayını
azaltacağız" dedi.

Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş ise "Çok hızlı değişen dış politika atmosferinde bazı uygulamalarda değişikliklere gidilmesi zaruri görülüyor. En azından dört alanda dış politikada ciddi yeni adımlar gerekiyor" diyerek bu alanları Suriye, Rusya, İsrail ve AB ile ilişkiler olarak sıraladı.

Bu yaklaşımı Reuters'a değerlendiren Başbakanlığa yakın bir kaynak, "Kabine ve partideki değişikliklerin ardından ipler artık tamamen Erdoğan'ın elinde. Dış politikada ciddi değişiklik
beklenmeli. Erdoğan'ın patronajında farklı hamleler gelebilir" dedi.

Anayasada yapılacak değişiklikle Türkiye'ye başkanlık sisteminin getirilmesi gerektiğini savunan Erdoğan, cumhurbaşkanlığına seçilmesinin ardından dış politikada belirleyicilerden biri konumunda bulunuyor.

Türkiye'nin dış politikada sunduğu tablonun hiç iç açıcı olmadığını kaydeden Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Soli Özel, "Hemen herkesle (Türkiye'nin) arası bozuk. Suriye politikası da Türkiye'nin başta güvenlik olmak üzere bütün ayarlarını kötü etkiledi. Bunun bir şekilde kontrol edilmesi lazım" dedi.

Suriye'de Esad yönetiminin iktidarı bırakması gerektiğinin en önemli savunucularından olan Türkiye, İslam Devleti nedeniyle hem içerde hem de sınırda ciddi güvenlik riskleriyle karşı karşıya. Esad'ın önemli destekçilerinden Rusya'nın Suriye'de askeri operasyonlara başlamasının ardından Türk hava sahasını ihlal eden bir Rus savaş uçağının düşürülmesi de Türkiye'nin Rusya gibi önemli bir müttefikini kaybetmesine neden oldu.

USAK analistlerinden Mehmet Yeğin de dış politikada bir değişiklik ihtiyacı olduğunun uzun süredir farkında olunduğunu hatırlatırken, "Daha önce de Ermenistan ve Kıbrıs'ta bazı şeyler
yapılması düşünülüyordu ama başarılamadı. Bu tip niyetler önemli ama şartların da değişmesi lazım" dedi.

Analistler yeni hükümetin değişikliğe gitmeyi düşündüğü alanlar içinde başarı şansı en yüksek olanın İsrail ile normalleşme süreci olduğuna dikkat çekiyor.

EDAM Başkanı Sinan Ülgen "Yeni hükümetin dış politikada fabrika ayarlarına dönmede en azından bazı alanlarda başarı sağlayacağını düşünüyorum. Bunun başında İsrail geliyor" derken, merkezi Londra'da bulunan Teneo Intellegince Eşbaşkanı Wolfango Piccoli, "Yeni hükümetin sayılan alanlarda değişiklik yapabileceğine çok temkinli yaklaşıyorum. İlerleme olasılığı olan tek alan İsrail çünkü her iki tarafta da ilişkileri yeniden yoluna koymak konusunda bir isteklilik var" dedi. 
Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine 2010'da İsrail komandolarının baskınında 10 Türk hayatını kaybetmiş, Türkiye ilişkilerin normalleşmesi için özür dilenmesi, tazminat ödenmesi ve Gazze ablukasının kaldırılmasını talep etmişti. İsrail özür talebini yerine getirirken, bir süredir devam eden müzakerelerde sona yaklaşılıyor.

SURİYE'DE ESAD VE PYD POLİTİKASI DEĞİŞECEK Mİ?

Türk dış politikasının son dönemdeki en sorunlu alanı olarak görülen Suriye politikasında radikal değişikliklerin yapılmasının zor olduğu belirtilmekle birlikte "Esad gitmeli" politikasındaki ısrarın yumuşayabileceğine de dikkat çekiliyor.

Ülgen "Türkiye Suriye'de rejim değişikliğini tetikleyebilmek adına Cumhuriyet dış politikasında hiç yapılmayan bir şey olan komşu ülkenin silahlı ve sivil gruplarına destek verdi. Şimdi buralardan geri adım atabilir. Bu, Esad'la dost olacak demek değildir. Esad rejimine karşı eleştirel tutumunu devam ettirebilir ama bu kadar Suriye iç savaşına müdahil olmaz" dedi.

Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde İD'ye karşı savaşan Kürt gruplardan "terör örgütü" olarak nitelendirdiği PYD'ye verdiği destek nedeniyle son dönemde ABD ile de sıkıntılar yaşıyor.

Türkiye'nin PYD politikasının, ülke içinde PKK ile mücadele sürerken değişmesinin güçlüğüne dikkat çeken Mehmet Yeğin, "Bunun için belki yeni bir çözüm sürecinin başlaması gerek. Ama Türkiye PYD'ye yönelik bombardıman da yapmıyor, PYD'nin burada
bulunmasını bir yönüyle kabullenmiş görünüyor. Değişebilir tek şey Türkiye Esad'ın gitmesindeki ısrarını terk edebilir" dedi.

AB VE RUSYA İLE İLİŞKİLER

Öte yandan, Mart'taki göçmen anlaşması ile ivme kazanıyor gibi görünen AB ile ilişkilerde, birliğin Terörle Mücadele Kanunu'nda değişiklik talebini Ankara'nın reddetmesi ile yeniden
tıkanma yaşanıyor.

Ülgen, bu ilişkilerin farklı bir yola girmesinin güçlüğüne dikkat çekerek, "Türkiye'nin içerde demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi normları tekrar inşa etmeden dış politika
alanında Türkiye'nin geleneksel ortakları olan AB ve ABD ile ilişkilerin düzeltilmesinde istenilen netice elde edilemeyebilir" dedi.

Son dönemde AB ile ilişkilerde Türkiye'nin en yakın müttefiki konumundaki Almanya'nın parlamentosunda geçen hafta 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelendiren bir kararın kabul
edilmesinin de yeni hükümetin AB ile ilişkileri geliştirme hedefine "ciddi bir darbe" vurduğu belirtiliyor.

Soli Özel de "Bence Türkiye'nin zaaflarının önemli bir göstergesi bu son karar oldu. Türkiye'nin buna çok sert yanıt verebilme imkanı yok gibi. Almanların bunu Türkiye'yle mülteci konusunda bu kadar yakın bir ilişki içindeyken yapmış olmaları zaten başlı başına sorgulanması gereken bir şey" dedi.

Türkiye'nin geçen Kasım'da bir savaş uçağını düşürmesiyle ilişkilerin bozulduğu Rusya ile mesafe alınmasının güçlüğüne de dikkat çeken Ülgen, "Rusya başta koyduğu koşullarda ısrarcı. Türkiye'nin özür dilemesini ve tazminat ödemesini istiyor. Buralarda Rusya geri adım atmadıkça bir uzlaşma zor" dedi.

Piccoli ise yeni hükümetin hâlâ "kimliğini bulmaya çalıştığını" ifade ederek, dış politikadaki değişiklik sinyallerini şu sözlerle değerlendirdi:

"Bu hükümet genelde Erdoğan'ın isteklerini ve gündemini yerine getirmek üzere iş başına gelmiş olarak görünüyor. Dış politika başta olmak üzere bazı alanlarda eğişiklik yapacaklarını söylemesi sürpriz değil ama buna şüpheyle yaklaşıyoruz. Çünkü o kadar iç meselelere odaklı bir hükümet ki dış politikaya harcayacak siyasi zamanı, sermayesi ve işgücü mevcut değil" dedi. Reuters

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür ve hakaret içeren mesajlar silinecektir.