Müslümanların Mekke takvimini esas alarak 1 saat içinde 3 vakit namazı eda etmek zorunda kaldıkları kutuplarda, vakit sorunu dert olmaktan çıktı. Kutuplardaki namaz vakitlerini, Kur’an esaslarıyla yeniden düzenleyerek yeni bir takvim oluşturan Gökbilimci ve İslam Hukuku Profesörü Abdualaziz Bayındır, “6 ay gece 6 ay gündüz diye bir şey yok. Aydınlık ve karanlıkta Güneşle ilgili değil, tersine her biri diğerinden bağımsız ayrı varlıklardır” diyor.
İslam Hukuku
profesörlüğü yanında yirmi yıldır gökyüzü rasadı da yapan İstanbul Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, İlahiyatçı Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır,
İslam dünyasının uzun yıllar tartıştığı önemli sorunlardan birine parmak bastı.
Ocak 20011’de bir ekiple gittiği Norveç’in Tromso kentinde gökyüzü gözlemleri
yapan Bayındır, Müslümanların büyük sıkıntı yaşadığı ‘vakit’ sorununu Kur’an-ı
ölçü alarak yeniden düzenledi. “Fecri Kazip, tan yeri” gibi kavramlardan
harekete geçen İslam hukuku profesörü Bayındır, Mekke takvimini esas alarak
sadece 1 saatte 3 vakit namazı kılmak zorunda kalan bölge Müslümanlarına yeni
bir takvim hazırladı. Takvim çalışmaları için ekibiyle birlikte Norveç’in
Tromso bölgesine 22 Haziran’a ikinci defa giden Bayındır’la kutuplardaki vakit
sorunu ve bulduğu tespitleri konuştuk
KUTUPLARA DAİR BİLDİKLERİNİZİ UNUTUN!
İslam Muhakeme Hukuku alanında yaptığı çalışmaların yanı sıra Süleymaniye Vakfı Başkanı olarak tanıdığımız Bayındır, özellikle “Ticaret ve Faiz, Kur’an Işığında Tarikatçılığa Bakış, Duada, Kur’an Işığında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar” adlı çalışmalarıyla biliniyor. Aralarında Türk Astronomların da bulunduğu ekibiyle yaptığı çalışmalar kapsamında “6 ay gece 6 ay gündüz” kavramının tamamen gerçek dışı olduğunu belirten Bayındır, sürekli gece, sürekli gündüzün yaşanmadığını belirterek, “6 ay boyunca güneş doğmuyor ama bu halde söylendiği gibi gece de yaşanmıyor. Yani güneş ufkun altında olmasına rağmen gündüz yaşanabiliyor. Tam tersi durum da, yani güneş ufkun üzerinde olduğunda gündüz yaşanması gerekirken de karanlık olabiliyor. Bu bize gecenin de gündüzün de tamamen farklı varlıklar olduğunu gösterir” diyor.
KUŞKULAR BENİ TETİKLEDİ
Neden Kutuplarda bir araştırma yapmak istediniz?
Bunun iki nedeni var. İlki şu ana kadar bize öğretilen ve
gösterilenler üzerindeki kuşkuların büyüklüğüdür. Her zaman kutup bölgesinde 6
ay gündüz, 6 ay gece olduğu söylendi. Böyle olduğu zaman ikisini toplayıp bir
tek gün yapmanız ve 6 ayda beş vakit namaz kılmanız lazım. Bu olmayacağına
göre, insanlar yakın bölgeye göre namaz kılınır oruç tutulur şeklinde fetva
verdiler. Ancak Kur’an’da buna kaynak olacak hiçbir ayetin olmaması nedeniyle
kutup bölgesinde 5 vakit namazın olması gerektiğini düşündük.
İkinci neden nedir?
İkinci neden Kur’an’ın evrenselliği ilkesi ve bu yöndeki
bazı haklı tenkitler, “Allah kutup bölgesini bilmiyor muydu ki, burada namaz
vakitleri belirlememiş” gibi… Öyleyse şu noktaya varıyor insanlar Kur’an
Allah’ın kitabı değil” Ben işin daha acısını söyleyeyim. Tanıdığım bir profesör
bana, “İslam evrensel bir kitap değildir” dedi. Yani Kur’an’ın Allah’ın kitabı
olmadığını söylemiş oldu. ‘Niye’ dedim ona… Bana, “Eğer evrensel bir kitap
olsaydı kutup bölgelerinde namaz vakitlerini belirlemesi gerekirdi” dedi.
Kutuptaki vakit problemi bir Müslüman’ın burada nasıl namaz kılacağından ziyade
evrensel bir takım anlamlar da taşıyor.
MODERN ZAMANLARIN İLK ÇALIŞMASI
Bölgede ilk çalışma size mi ait. Bu sorunsalla ilgili daha önce yapılmış herhangi bir çalışma var mı?
Burada ilk çalışma 1977’de Helsinki’de yapılmıştır.
Burada çalıştay benzeri bir toplantıyla konu gündeme gelmiştir. Yapılan
toplantıda, kutuplar bölgesinde namaz oruç gibi ibadetlerin 45 derece enleme
göre yapılması kararlaştırılmıştı. Ancak bu kimseyi tatmin etmedi.
BÖLGE MÜSLÜMANLARININ DA AKLI KARIŞIK
Tüm bu soruna rağmen kutup bölgesindeki Müslümanlar hali
hazırda neyi dikkate alarak vakit ibadetlerini yerine getiriyor?
Son gittiğimizde Müslümanların Mekke’den gönderilen bir
takvimi kullandıklarını gördük. Ancak bu çok ciddi sıkıntılar yaşatıyor.
Mekke’de oturmuşlar bu takvimi yapmışlar. Takvime göre güneşin görünmediği
zamanlardan 45 derece enleme göre vakitler belirleniyor. Güneşin göründüğü
zamanlarda da kutup bölgesini esas alarak vakitleri belirlemişler.
1 SAATTE 3 VAKİT NAMAZ KILIYOLAR
Bu bölge Müslümanları için karışıklığa neden olmuyor mu?
Hem de nasıl… İki belirleme arasında ciddi farklar var.
Mesela Güneşin ilk göründüğü 17 Ocak’ta öğlen namazı için vakit 11.54’te
giriyor. İkindi namazı vakti ise 11.58’de giriyor. Yani arada sadece 4 dakika
var. Akşam namazı vakti ise ikindi ezanından sadece 55 dakika sonra giriyor.
Yani sadece 1 saat içinde üç namaz vakti giriyor. İşin anlaşılmaz noktası ise
bir önceki günkü akşam namazı vakti ise 16.53 olarak belirleniyor. İki gün
arasındaki akşam namazının vakti fark 4 saati buluyor. Bu yerli halkı fena
halkı sıkıntıya sokuyor.
Siz Norveç’e son gittiğinizde, bölgedeki Müslümanlar hala
bu şekilde mi namazlarını kılıyorlardı?
Evet… Yani Mekke’den gönderilen bu takvimle…
Anlamakta zorlanıyorum ama bu oradaki Müslümanlar için
zor bir meziyet değil mi? Yani ne zamandır namaz vakitlerini bu şekilde
belirliyorlarmış?
Çok eski değil… Oradaki Müslümanların geçmişi çok eskiye
gitmez. Dünyanın farklı bölgelerinden gelmiş 800 kadar Müslüman nüfus var.
Hatta bunlardan 50’si Türk… Yani pratikteki ibadet ve vakit sorunsalı eskiye
dayanmıyor.
NAMAZ VAKİTLERİ MÜSLÜMANLARI SARHOŞ ETMİŞ
Bu manzara sonrası yaptığınız vakit çalışmalarını oradaki
Müslümanlara anlattınız mı? Ne dediniz onlara? “Ey Müslümanlar yeni vakitleri
bulduk, namaz vakitleriniz değişti” mi dediniz?
Orda yaşayan 800 kadar Müslüman nüfus var. Biz onları
çağırdık. Zaten orada bize olağanüstü ilgi vardı. Yaptığımızı çalışmaları
anlattık. Hesaplamalarımızı gösterdik. Sadece çıplak gözle namaz vakitlerini
nasıl hesaplayabileceklerini öğrettik. Bunun nasıl olduğunu anlattık. Oradaki
Müslümanlar biz saptamalarımızı anlatınca gerçekten donup kaldılar. Bu namaz
vakitleri oradaki Müslümanları sarhoş etmiş…
FECRİ KAZİP’İ, TAN YERİNİ TESPİT ETTİK
Peki, sizin yaptığınız çalışmaya gelelim. Çalışmanızla
kutup bölgesindeki vakitleri neye göre belirlediniz?
Çalışmalarımız için Norveç'in Tromso bölgesine
gittiğimizde çalışmalarımıza gittiğimiz akşam saatlerinde başladık. Gökyüzünü
gözlemlediğimizde baktık ki Fecr-i Kazip dediğimiz, tepe noktasından ufka kadar
inen, astronomların da Ororo dedikleri ışık göründü. (Fac-i Kazip yalancı fecr
anlamına gelir. Sabah namazı vakti girmeden önceki aydınlanmadır) İşe bu ışığın
fotoğrafını çekerek başladık. Bu Araplar’ın Kurt Kuyruğu dedikleri, tepe
noktasından inen kıvrıntıdır. Yıllardır rasat yapmama rağmen böyle bir
fotoğrafı ilk defa çekmiştim. Ondan uzunca bir süre sonra da tanyerinin
ağarmaya başladığını gördük. Tan yerinin ağarması Türkiye’de nasılsa orda da
aynı şekilde olduğunu gördük.
GÜNEŞ DOĞMADAN AYDINLIK,
GÜNEŞ VARKEN KARANLIK OLUYOR
Yani Güneş mi doğdu?
Hayır, orda güneş doğmuyor. Asıl sorun da burada… Güneş
sürekli ufkun altında kalıyor. Ancak böyle olmasına rağmen biz tan yerinin
ağarmasını gözlemleyebiliyoruz. İşte sabah vaktinin belirlenmesinde de asıl
kriterimiz bu oluyor. Bilim adamlarına göre güneş doğmayınca gündüz de
yaşanamayacağı için “Kutuplarda 6 ay gündüz, 6 ay gece yaşanır” diyerek
kestirip atmışlar. Aslında durum böyle değil. Orda güneş ufkun altında olmasına
rağmen, güneşin aydınlığı batı istikametine kadar uzanıyor. O zaman
anlıyorsunuz ki güneş doğdu. Sonuç olarak devamlı tekrar eden bu durum bize
sabah namazının başlangıç ve bitişini göstermektedir.
6 AY GÜNDÜZ 6 AY GECE SÖYLEMİ GERÇEK DEĞİL
Peki, sabah namazının kılınabilmesi için ölçü aldığınız
bu “sabah vakti” daha sonra hangi sürede kendini tekrar ediyor?
Türkiye’de nasılsa orda da öyle… Yani bizim ölçü
aldığımız aralıkla, kutuplardaki Müslümanların da 1 saat içinde 3 vakit namazı
kılması tarih oluyor. Ancak orda günlerin çok daha kısa olduğunu söylemek
gerek… 24 içerisinde gece ve gündüz tekrarlanabiliyor. (Not: Güneş doğup
batmıyor. Sadece gece ve gündüz yaşanıyor. Bayındır’a göre, Güneş’ten bağımsız
yaşanan bu aydınlanma ve kararma, gece ve gündüzün ayrı bir varlık olduğunu
kanıtlıyor) 6 ay gündüz var diye her yer ışıl ışıl değil… Yer yer Karanlık
yaşanıyor. Aynı bizde olduğu gibi sokak lambalarına ihtiyaç duyulacak kadar
etraf kararıyor. Orda yaşayan insanların gece gündüz sıkıntısı yok. Her birinin
gece gündüz algısı da var.
Yani şu ana kadar bize öğretilen “6 ay gündüz 6 ay gece”
durumunun gerçek olmadığını mı anlıyoruz?
6 ay gündüz 6 ay gece diye bir olay yok! Her gün gece ve
her gün gündüz var. Tek bir farkla, o da güneşe bağlı olmadan… Bu algı bizim
doğru bildiğimiz yanlışlardan biridir.
GECE VE GÜNDÜZ KAVRAMI GÜNEŞTEN
BAĞIMSIZ AYRI VARLIKLARDIR
Yani ne gündüzde ne de gecede Güneşin bir fonksiyonu yok
öyle mi?
Evet… Aklı karıştıran, anlamamızı zorlaştıran noktada tam
olarak bu… Demek ki, ayeti kerimede olduğu gibi gündüz, Güneş olduğu için
değil, gündüz denilen ayrı bir varlık ya da yaratık olduğu için gündüzdür. Bir
ayna gibi düşünün gökte bulunan ışınları ışığa çeviriyor. Fizikçiler buna bir
tarif getirmedikleri için “6 ay gece 6 ay gündüz” diyorlar. Güneş ortada ama
karanlık, güneş yok ama gündüz bu nasıl olur? Buna tarif getiremedikleri için
işin kolayını bulmuşlar. Mesela güneş varken karanlık olduğunda Güneş tıpkı bir
gece lambası gibi görünüyor…
Gündüz ve gecenin ayrı varlıklar olduğuna ilişkin
Kur’an’da ipucu var mı?
Yasin Suresi 37. Ayetinde “Geceden gündüzü soyup çıkarırız, bir de bakarsın karanlıklar içinde kalmışlar” diyor Allah… Yani 24 saat aslında hem gündüz hem de gece var. Bir yere kayboldukları yok. Sadece gündüz, gecenin üzerine bir deri gibi geçmiş oluyor. Ayette her birinin kendilerine ait yörüngelerinin olduğunu ve birinin diğerine yetişemeyeceği söylenir. Güneşin yörüngesi başka, gecenin yörüngesi başka, gündüzün yörüngesi başkadır diyor.
Sadece sizi anlamış gibi yapıyorum
Evet enteresan… Ben bundan sonra eminim ki Gece ve Gündüz
Bilimi diye ayrı bir bilim dalı oluşacaktır.
ÇALIŞMALARIMA KUR’AN İLHAM VERDİ
Namaz vakitleri için rehber ayetler öncülüğünde devam
eden Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır çalışmalarında özellikle iki ayetin önemli
bir yeri olduğunu söylüyor. İsra Suresi 17/78 ayetinde “Güneşin batıya
kaymasından gecenin kararmasına kadar; bir de fecrin (sabahın ilk ışıklarının)
yoğunlaşması sırasında namazı ayakta tut. Fecirdeki yoğunlaşma gözle görülür.”
Buyuran Allah, vakitlerle ilgili olarak Hud Suresi 11 /114) ayetindeyse
“Gündüzün iki tarafında ve gecenin zülfelerinde namazı ayakta tut. İyilikler
kötülükleri giderir. Bu, bilgisini kullananlar için doğru bilgidir.” Şeklinde
buyuruyor.
GÖZLEM YÖNTEMİNE GÖRE VAKİTLER
Sabah namazı, çıplak gözle net olarak görülen tan yerinin
ağarmasıyla kılınıyor. Batı ufkuna kadar adeta bir ışık patlamasının olduğu
anda ise anlıyorsunuz ki güneş doğdu. (Güneş doğmamasına rağmen) Bir süre sonra
bir hale oluşacaktır. Güneşin ufukta oluşturduğu büyük aydınlığın batıya doğru
kaymasıyla öğle vakti giriyor. Orta noktayla Batı’nın ortasına geldiğinde
ikindi vakti giriyor. O aydınlığın kaybolmasıyla doğu ufkuna kadar kararması
akşam namazı vaktinin girdiğini gösteriyor. Son olarak da güneşin ufkun 8.5
derece altında olduğu ve gözle görülür aydınlığın olduğu anda Yatsı vakti
giriyor.
GÜNEŞİN AÇILARINA GÖRE VAKİTLER
Ocak 2011’de Norveç’in Tromso bölgesinde yapılan rasata
göre bölgedeki 5 vakit namaz şu hesaplamalara göre belirlendi.
Sabah Namazı Vakti: Saat 07.45 Güneş Ufkun 11 Derece
Altında
Öğle Namazı Vakti: Saat 11.55 “Güneşin meridyenin batı
tarafına kaymış hali” Güneş ufkun 0,5 derece altında
İkindi Namazı Vakti: Saat 13.25 Güneş Ufkun 1,75 Derece
altında
Akşam Namazı Vakti: Saat 14.55 “Doğu ufku kararmaya
başlamış” Güneş ufkun 7 derece altında
Yatsı Namazı Vakti: Saat 16.20 Güneş ufkun 8,5 derece
altında
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür ve hakaret içeren mesajlar silinecektir.